Acaba hiç yalan söylemeyen insan varmıdır?
Yada kendimize soralım yalan söyledik mi hiç, yalanlar üzerine hayaller kurduk mu?
Hayalleri genişletip olmayan düzmece senaryolar ortaya çıkardık mı?
Aslında sormak isterdim etrafımdakilere, çevreme, arkadaşlarıma yada hiç tanımadıklarıma onların gözünde yalanın tarifini öğrenmek isterdim.
Bazı insanlar yalana o kadar çok sık başvurur ki ve farkında olmadan birde bakmış ki bir süre sonra yalanlar artık onun yaşam tarzı ve gerçeği haline gelmiştir. Ve artık söylediği yalanlara kendiside inanır hale gelmiştir.
Aslında bu kişiler kendiliğinden cezasını da bulmuştur aynı zamanda. Böyle kişiler için sorun kimsenin kendisine inanmaması değil! Asıl sorun bunların kimseye inanmamasıdır ve sürekli mutsuzdurlar, huzursuzdurlar etrafı karıştırmak derdindedirler.
Yalana başvurmak iyi olmayan bir davranıştır.
Doğru olmayanı doğruymuş gibi anlatmak, bilerek gerçekle ilgisi olmayan sözleri söyleyerek karşısındakini aldatmak, olmayan asılsız uydurma sözlerle etkilemeye çalışmak eğer birisine yalan söylüyorsak düşünmemiz gereken gerçeklerde vardır yalana başvurduğumuzda karşımızdakine aynı zamanda.
Sana gerçeği söylemeye layık bulmuyorum, seni dürüst olarak yakın bulmuyorum, seni değerli bulmuyorum demek istiyor aynı zamanda gözlerimizin içine bakarak yani bize yalan söyleyen kişi bize söylemek istediği özünde sen değersizsin, sen aptalsın, sen güçsüzsün, sen anlayamazsın, sen salaksın gibi artık aklınıza ne geliyorsa ima ediyor anlamındadır.
Bize yalan söyleyen kişi bizi sevmiyor demektir. (tabi tatlı yalanlar hariç)
Bir insanın hayatını kurtarmak için söyleniyorsa yalan yada çocuklarını korumak için yada bir ailenin yıkılmasını engellemek için söyleniyorsa yada bir şeyi kıran, hata yapan bir çocuk masumiyetinde yalanlar gibi bunları ayırabiliriz belki, belki de yalana sadece böyle durumlarda başvurmalıdır insan diye vardır bu tatlı, zararsız, koruyucu yalanlar.
Ve çocukken yakalandığımızda böyle yalanlarla sus burnun uzar, yada bak domates gibi kızardın diyerek fark edilen masum yalanlara fazla kızılmazdı.
Zaten böyle durumlarda yakalanıldığında yalanı gizlemeye örtbas etmeye çalışmamalı tam tersine niçin yalana başvurduğunu anlatmalı insan paylaşması lazım.
Dinimizde bile yeri olmayan günah kabul edilen yalanı en fazla hatalarının bedelini ödemek istemeyen insanlar kullanır ve yalana başvurur.
Başkalarını suçlar ama bilmez ki gerçekte aldattığı tek insan vardır oda sadece kendisidir.
Dünyada yalan diye bir şey olmasaydı eğer belki de imzalara gerek kalmazdı güvenirdi herkes birbirine ve yalanlar üzerine bu kadar sözler, şarkılar, filmler, kitaplar olmazdı.
Ve ne gariptir ki, insan sevdiğinin her yalanında bir doğru sevmediğinin her doğrusunda bir yalan ararmış.
Sevgiyle kalın, yalansız kalın. Sevgilerimle.
Aykut Torunoğulları