Amersfoort kentinde bulunan kamptaki mülteciler unutulmadı…
Sosyal, eğitim ve kültürel çalışmalara imza atan Bizim Hollanda Platformu ile Gönüllü Kadınlar Platformu tarafından ‘Mültecilere Kıyafet Kampanyası’ çerçevesinde toplanan kıyafetleri, ihtiyaç sahibi mültecilere ulaştırdı.
Amersfoort kentinde ikamet eden gönüllü ve aynı zamanda bakıcı aile konumunda olan Eğitimci Metin Çağlı ve mülteci kampındaki diğer ilgililer tarafından karşılanan Gönüllü Kadınlar Platformu ve Bizim Hollanda Platform’u heyetine kamp hakkında bilgi verildi.
Bizim Hollanda Platformu Başkanı Fehmi Uzun, “Her biri parçalanmış bir ailenin üyesi, kimi ailesini ülkesinde savaşta, kimi yolculuk sürecinde yolda kaybetmiş. Sağsalım buraya gelmeyi başaranlar ise farklı kamplara yerleştirilmiş tekrar biraraya getirilmeyi bekliyorlar. Şu ana kadar bir aile birleştirilmiş, bir annenin ise oğluna ulaşılması için uğraşıyorlar. Amacımız, bu insanların yaşadıklarını tekrar hatırlatıp üzmek değil, onlara destek ve moral olmaktır.” dedi.
Gönüllü Metin Çağlı ise kampla ilgili olarak, “Kampta şu an 116 kişi barınıyor, bunlar ilk etapta 20 gün boyunca bir spor salonunda kaldılar, daha sonra buraya yerleştirildiler. Yaklaşık 3,5 aylık bir süredir burada kalıyorlar. Mültecilerin ekseriyeti Süriye, Irak ve İran’dan gelenler ve ortak dil olarak Arapça konuşuyorlar. Aralarında azda olsa Türkçe bilenler de var. Çoğu yüksek meslek sahibi ve üniversite öğrencisi.
Kampta her Salı sıcak yemek veriliyor ve Ramazan ayında da her gün iftar verilmesi planlanıyor. İsteyen duyarlı insanlar, gönüllü aile olup oradaki insanları ve özellikle çocukları evlerinde misafir edebiliyorlar. Günlük ihtiyaçlar, gerek gıda, gerek kıyafetten tutun da temizlik gereçlerine kadar hayırsever vatandaşlar tarafından karşılanıyor.” açıklamasında bulundu.
Peki bizler ne yapabiliriz?
Metin Çağlı konuşmasını şöyle tamamladı: “Elimizi vicdanımıza koyup özel hayatımızdan biraz fedakarlık ederek, ilgili kuruluşlarla irtibata geçip karınca kararınca, elimizden geldiği kadar bir eksiği giderebilir, bir yaraya merhem olabilir, bir acılı yüreğe sevgimiz ve şevkatımızle dokunabiiriz. Unutmayalım ki, orada yaşayan insanların da tıpkı şu an bizim gibi bir zamanlar bir vatanları, sıcak bir yuvaları her birinin bir mesleği ve kariyeri vardı.Hayatın insanın başına neler getireceğini kimse bilemez. Bugün onların yaşadığını yarın bizim yaşamıyacağmızın garantisi yok. O halde insan olarak biraz daha duyarlı olup, ‘gün bugündür’ deyip, yardım ve desteklerimizi esirgemiyelim.”