• 31-01-2025 18:46

Manset.nl

Manset Gazetesi Hollanda

DTİK HOLLANDA, ‘İŞ DÜNYASINI’ ARNHEM’DEKİ RESEPSİYONDA BULUŞTURDU

Jan 31, 2025

DTİK/DEİK Arnhem Temsilcisi Avukat İsmet Özkara tarafından organize edilen buluşmaya, T.C. Lahey Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Ömer İlhan, Maliye ve Hazine Müşaviri Zafer Düzenli, Eğitim Müşaviri Niyazi Kaya, DTİK/DEİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, DTİK/DEİK Hollanda Başkanı ve Edelstaal Group İnternational CEO’su Ertan Torunoğulları,Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. İlyas Kaya (Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanının eşi), DTİK -DEİK Hollanda Yönetim Kurulu üyeleri, Horecabond Nederland Başkanı Tarık Saki, DTİK -DEİK Limburg Temsilcisi Murat Ateşalp, Tover Leiden Başkanı Durmuş Doğan, Psikolojik Danışman Kadri Soğukçeşme, Venlo Kültür Merkezi eski Başkanı Muhlis Ayboğan ile pek çok sektörden 100’e yakın iş insanı katılım gösterdi.

DTİK/DEİK Hollanda Başkanı ve Edelstaal Group İnternational CEO’su Ertan Torunoğulları tarafından sunulan, Arnhem Spankeren’deki De Luchte Restaurant’ta gerçekleşen programda, DTİK/DEİK Arnhem Temsilcisi Avukat İsmet Özkara ev sahibi olarak söz aldı, son gelişmeler ve projeleri hakkında açıklamalarda bulundu.

Avukat İsmet Özkara, “Arnhem ve bölgesinde 18 yıldır ‘Özkara Avukatlık’ olarak, 10 kişilik avukat ekibimizle aktif şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz. Bugün birkaç konu hakkında sizlere açıklamada bulunacağım. Bunların ilki Ankara Antlaşması. Bu antlaşma Türkiye ile Hollanda arasında ticari bir antlaşma. İkinci konumuz, Türk toplumu adına açtığımız davalar. Üçüncü konumuzda yaşanan problemler. Sonuncusu ise yapılması gerekenler.” dedi.

Avukat Özkara konuşmasında, “Ankara Antlaşmanın temeli 1963 yılına dayanıyor. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında ticari bir antlaşma. O yıllarda 6 ülke vardı, AB o kadar büyük değildi. Sadece AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) vardı. Bu anlaşmanın amacı, Türkiye’nin 10 yıl içinde AB’ye tam üye olması fakat bu gerçekleşmiyor. 1973 yılında Türkiye ile AB arasında ek protokol imzalanıyor. İmzalanan bu protokol çok önemli, şu an hala onun davaları devam ediyor ve asıl o ek protokolün meyvelerini yiyoruz tabiri caizse. Yapılan anlaşma şunu diyor, 1973 yılından sonra çıkan yeni kanunlar yeni kısıtlamalar Türk vatandaşlarından iş insanları için ve hizmet verenler için (AB’de dahil) geçersizdir. Yani 1973 yılında sonra çıkan yeni kanunlar kısıtlamalar ticaret yapan Türk iş insanları için geçersizdir. Burada mesela vize muafiyeti var iş insanları için. 1976 yılında Türk işçileri için bir ek anlaşma yapılıyor ve daha sonra 1980 yılında Türk işçileri ve aile fertleri için de ek protokol imzalanıyor. Ve son olarak 1995 yılında, Tansu Çiller döneminde Gümrük Birliği Antlaşması yapılıyor. Bu antlaşma aslında şu an gündemde, yenilenecek diye bahsediliyor. Bu Gümrük Birliği anlaşmasında bazı maddeler çok gizli kalmış. Bu anlaşma, bizim hepimizin yani Kayseri, Yozgat, Karaman, Konya vs. (Kars’ta dahil buna), istikametinden gelen yolcularımızın korkulu rüyası, havalimanına gelindiği zaman sucuğu, pastırmayı geri vermemek için, kontrolde memur var mı yok mu diye koşarak geçiyoruz. Aynı şekilde altın, mücevherat için de geçerli bu durum. Bu Gümrük Birliği davası çok enteresan bir şey. Bunun üzerine gitmemiz gerekiyor. Bu Ankara Antlaşması çerçevesinde 1995 antlaşmasına göre,Türkiye’den belli ürünlerin (kırmızı bölge var havalimanında) onu takip ettiğiniz zaman ve orada, ben Ankara Antlaşmasına dayanaraktan bu ürünü geçireceğim, dediğiniz zaman muafsanız, böyle bir açık kapı var aslında Yargıtayın.”

“İş kurarak oturum hakkı elde edebilir miyim, şeklinde çok sayıda talepler oldu. Yani Türkiye’de bir şirket, Hollanda’da şubesini açmak istiyor, doğal olarak gelmek istiyor. Normal şartlara baktığımız zaman bu bize verilen bir hak fakat bu Brexit’ten (İngiltere’nin AB’den ayrılması) dolayı, Hollanda’ya anormal bir akın oldu. Yani başvuru sayısı yılda 5 bini aştığı için, Hollanda maalesef 1 Ekim 2022 tarihinde, Ankara Antlaşmasının 1972 ve 1973’te imzalanan protokoldeki maddeyi, tek taraflı iptal ediyorum, yani tanımak istemiyorum diyerek kanunları değiştirdi.”

“En sıkıntılı durum ise MVV dediğimiz yani vize olayı daha önce bu başvurular Hollanda’da oluyordu şu an Hollanda makamları diyor ki, burada başvuru yapamazsın. Cironuz ayda 10 milyon Euro olsa bile gidip, Türkiye’de süreci bekleyeceksin, diyorlar. Aslında oturum alma kriteri çok basit, ekonomiye katkı sağlamak kriteri..Brüt asgari ücret kazanmanız gerekiyor ve firmanızın uzun vadeli, kalıcı olacağını kanıtlamanız gerekiyor. Rakamlara baktığımız zaman yıllık şu an ortalama 1500’e aşkın Türk vatandaşının ticari başvurusu var. Fakat oturum alan sayısı 0’la 5 arası. Biz bunu mahkemede dile getirdik, hepsi mi yanlış! Yani burada maalesef ki maalesef art niyet olduğunu defalarca dile getirdik mahkemelerde. Şu an devam eden davalarımız var.”

“Türk vatandaşları için açtığımız davalardan bahsettik, 1 Ekim 2022 tarihinde, Hollanda’nın Ankara Antlaşmasının belirli maddesini tek taraflı iptal etmesiyle ilgili. Bunun 3 sebebi var. Birincisi Türk vatandaşları için tekrar Hollanda’daki ‘Uyum Sınavı’ yürürlüğe girdi. Din Görevlileri tekrardan uyum sınavına tabi tutuluyorlar. Ve en son buradaki insanları etkileyen iş insanları ve çalışanlar için bu vize şartı yürürlüğe girdi. Biz ne yaptık, bu uygulamalara karşı Türk vatandaşlarının hakkını aramak için imza kampanyası başlattık. Yaklaşık 10.000 imza ve bazı STK’ların bize verdiği vekaletle, Hollanda’yı devlet olarak Avrupa Komisyonu’na şikayet ettik ve şikayetimizin meyvesini şu an topluyoruz. Son olarak 9 Ocak 2025 tarihinde Avrupa Komisyonu bizden ek savunma istedi ve şu an dosyamız, Avrupa Komisyonunun ‘Ankara Antlaşması Masası’nda. Umuyorum ki, burada varolan haklarımızı alıp, en azından Hollanda’yla Türkiye arasında ticaretin daha kuvvetli olması ve gerçekten kurunun yanında yaşın yanmaması. Maalesef bu Ankara Antlaşmasını kötüye kullanan insanlar da var. Sadece oturum almak için hayali işyeri açanlar oluyor. Gerçek iş yapmak isteyenler var olan haklardan yararlanamıyor. Bu yıl sonunda olumlu sonucu alacağımızı umuyorum Avrupa Komisyonu’ndan.”

“2011 ve 1013 yılında Danıştay’da kazandığımız bir karar var, bu karar, bir iş insanı Hollanda’ya geldiği zaman 3 ay boyunca piyasa araştırması yapması için vizeden muaftır yani vize almasına gerek yoktur. Bu konu hakkında o dönemin hükümeti bir mektup yayınladı, bu konuyu araştıracağız diye, bu araştırma öyle kaldı. Hollanda’daki bakanlık ve konsolosluk ile bu konuyu görüştük. Bize, tamam böyle bir şey vardır ama talebin az olduğu gözüküyor, denildi. Bu durumun, bazı iş insanlarına kapıyı açacağını diye düşünüyorum. Çünkü iş insanıysan ve Hollanda’da gerçekten bir araştırma yapmak istiyorsan, yani bu Ankara’ya İstanbul’a gitmeden bu vizeden muaf, elinize bir belge veriyorlar yani iş adamısın, bu belgeyle de Hollanda’ya giriş yapabiliyorsun. Bu bir sıkıntı bunu çözmemiz gerekiyor. Vize yeşil pasaport olmasına rağmen Hollanda havalimanlarında gümrük kontrolünde sorunlarla karşılaşılıyor. Neden geldin, kaç günde geldin, nerede kalacaksın vs. bunun için de biz gerekeni yapıyoruz, bizim hedefimiz bu gibi sıkıntıları giderebilmek ve bir çözüm bulmak. Türkiye’de şubesi olan ve Hollanda’da şube açmak isteyenler, Hollanda’da banka hesabı sorunuyla karşılaşıyorlar. Banka hesabı açmakta sıkıntı yaşıyorlar. Öte yandan belli sektörlerde, işçi sıkıntısı var. Gastronomi sektörü, sağlık sektörü alanlarında da sıkıntı yaşanıyor.”

“İstediğimiz, bu Ankara Antlaşması’nın, Hollanda tarafından tamamen tanınması. Hukukun işlemesini istiyoruz. AB, ABD ve Japon modeli var Hollanda’da. Bu ülkelerin vatandaşı olan insanlara çok basit kriterler uygulanıyor. Şirket açtıkları zaman ve 11 bin Euro gibi bir yatırım yaptıkları zaman çok basit bir şekilde şirket işletebiliyorlar ve oturum hakkına sahipler. Bu şekilde bir model düşünülebilir. Diğer taraftan vize muafiyet konusu, bu çok önemli, bunun üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Fazla bir şey istemiyoruz, en azından Hollanda’nın, Danıştayın kararını tanıması ve bunun gerçekten yayılması, konsolosluk ve bakanlık tarafından tanınması. Bunu nasıl yapabiliriz? Tabii hukuk mücadelemizi veriyoruz ama bir yere kadar, bir yerden sonra diplomasi gündeme geliyor ve o şekilde olması gerekiyor diye düşünüyorum.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

T.C. Fahri Konsolosluğu adına Genel Sekreter Mehmet Keskin, “Herkesin malumu olduğu gibi 4 Ekim 2024’te ‘Fahri Konsolos’ olarak Titus Kramer, Türkiye devleti adına bu göreve atandı. Ben de kendisine genel sekreter olarak yardımcı olmaya çalışıyorum. Özellikle Hollanda’daki var olan Türk işverenleriyle, Hollanda kurumları arasında işbirliği anlamında bağlantı sağlama konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz.Titus Kramer, önümüzdeki süreç içerisinde Hollanda Türklerini tanımak tanışmak bu çerçevede DEİK/DTİK Avrupa başkanı Turgut Torunoğulları ve ekibi, kendisini ziyaret etmişti.” dedi.

DTİK/DEİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları şunları söyledi:

“DEİK, 181 ülkede aktif olan bir kurumdur. DEİK’in tüm ülkelerde bir karşılığı var. Rahmetli Turgut Özal ve Sakıp Sabancı tarafından Amerika’ya giderken böyle bir çalışmayı uygun görmüşler ve geldikten sonra Dünya Türk İş Kurultayı’nı kurmuşlar. DEİK, Türkiye’deki en üst iş derneği kurumudur. DTİK’te buna bağlı bir kurumdur. Dolaısıyla DEİK DTİK’siz, DTİK DEİK’siz düşünülemez. O sebeple bütün çalışmaları beraber, logoları hep beraberdir. Avrupa’daki yapılanmamız ise her ülkede bir başkanımız var. O başkanımıza bağlı bölge ve şehir temsilcilerimiz var. Ben hem Hollanda hem de Avrupa Komite başkanıyım. Dolayısıyla Hollanda’da da bir yönetimimiz var.”

“Bugün bu programla muhteşem bir 2025’e giriş programı tertip etmişler, bu vesileyle kendilerine çok teşekkür ediyorum. Her ay farklı bir bölgede, şehrin temsilcisiyle veyahut o bölgenin temsilcisiyle bir toplantı yapma kararı aldık. Bu bağlamda ilk toplantımız, Venlo kentinde Murat bey’in ev sahipliğine çok güzel, başarılı bir toplantı oldu. İkinci toplantımız ise İsmet beyin koordinasyonuyla bugün burada muhteşem bir toplantı yapıyoruz. Bir sonraki toplantımızı da yine yönetim kurulu karar alacak belki Den Haag’ta, belki Amsterdam veya Utrecht’te bir yerde güzel bir toplantı yapacağız. 8-9 sene önce DTİK’te görev yaptım. Fakat bir soru işareti nedeniyle ara verdik daha sonra 5-6 senede pandemi girdi araya. Bugün de tekrardan sizin gibi değerli arkadaşlarımızın desteğiyle (inanın kendi isteğim değil), tekrar bu göreve gelmemi istedikleri için ve biz de bu göreve tekrar talip olduk. Sizlerin de katkısıyla, sizlerin de oyuyla 4.000 kişinin İstanbul’da katıldığı seçimde, (Sayın Cumhurbaşkanımızın da teşrifleriyle) muhteşem bir toplantı sonrası 29 başkanın, 29’unun da oyunu alarak tekrar başkan seçildim. Bundan ben ne kadar mutlu olduysam, zannediyorum ki, Hollanda’daki iş dünyası da o kadar mutlu olmuştur.”

“Biz bu uzun zamandan sonra geldik, neler yaptık? 29 ülkede hemen hemen 29 ülkenin tamamında DTİK ülke/şehir çalışmalarımızı bitirdik. Yani her ülkede bir başkanımız var bunu tamamladık. Döndük bu sefer eyalet eyalet bölge bölge çalışmalarımızı da bitirdik. Her bölgede her eyalette hemen hemen yapılanmamız tamamdır. Aynı zamanda bu Almanya’dan Kemal Şahin’in çalıştığı Almanya’da da yine aynı şekilde her şey normal ve çok güzel devam ediyor. Bütün ülkelerde bu şekil sistem devam ediyor. Şimdi önümüzdeki mart ayında inşallah Belçika’da güzel büyük bir toplantımız olacak. Orada bütün ülke temsilcilerinin tamamı toplanıp, yeni bir toplantı yapabileceğimizi düşünüyorum. Üye olmak için kayıt yaptıran arkadaşlarımız, ‘Biz üye olduk ancak aradan epey zaman geçti, hala bir netice alamadık’ şeklinde serzenişte bulunuyorlar. Size şunu belirtmek isterim ki, DTİK normal bir dernek değil. Yani gittim ben üye oldum, ertesi gün sekreter yazdı sizi kaydetti, ne güzel tamam teşekkür ederim, hoşçakın denilen bir yer değil! Burası T.C.’ye bağlı bir kurum olduğu için sizin üyelik müracaatınız, DEİK yönetim kurulunda gündeme geliyor, ben de o yönetim kurulundayım. Yönetim sizin üye olup olamayacağınıza bu toplantıda karar veriyor. Onun için bazen böyle gecikmeler olabiliyor.”

“2025’te çok güzel çalışmalarımız olacak, buna hazırız. 2000’li yıllarda yaptığımız o güzel zirveleri tekrar hep beraberce hatırlayacağız. Toplumumuzu ve iş adamlarımızı güçlü tutmak için mutlaka böyle gecelere ihtiyacımız var. Artık dünya eskisi gibi değil, para kazanmak artık çok zor bir şey değildir. Eskiden daha zordu şimdi daha kolaylaşmış yeter ki paylaşmayı bilelim, ortak hareket edelim, beraber çalışalım! Uzun vadeli projeler çizerek, yani nefesiniz çok güçlü olacak, bekleme kabiliyetiniz, sabrınız çok fazla olacak, 30-40 sene sonra markalaşırsınız. Emin olun, sabırlı olun, kararlı olun. Yapmakta olduğunuz işten asla vazgeçmeyin, neyi yapıyorsanız onun peşinde koşun. Vazgeçerseniz başarılı olamazsınız. Kafamızda beynimizde şu olsun; beni erteleyebilirler ama kimse beni engelleyemez.”

“Son olarak size şunu diyeyim arkadaşlar ben 66 yaşından sonra ne öğrendim, çok çalıştım, evet çok çalıştım, başarılı oldum mu evet çok başarılı oldum, yapmak istediğim her şeyi yaptım mı, Allah şahit hiçbir şeyi bırakmamış istediğim her şey yapmışım. 10 sene sonra da olsa onu yapmışım. Para kazandık mı Allaha şükür kazandık ama bana göre mutlu musun deseniz benim için mutluluk, sizinle şu anda konuştuğumdur, paylaştığım ortamdır. Sizlerle arkadaşlarımla dostlarımla geçmişteki çalışmamla paylaşacak anılarım varsa ben en çok bundan mutlu oluyorum. 1975’lerin, 1980’lerin Türkleri artık değiliz; 2025’in Türkleriyiz. Ekonomik, siyasi, bürokratik vs. her konuda çok çok güçlüyüz onun için asla hep dik duracağız ve hiçbir hakkımızı da hiç kimse de yedirmeyeceğiz.”

Ticaret Müşaviri Ömer İlhan ve Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. İlyas Kaya, gündeme dair konular hakkında kısa bir konuşma gerçekleştirdiler.

Program, Türkiye’den eleman getirme, expat, vize, diploma denkliği vs. konuları hakkında soru cevap şeklinde sona erdi

Mehmet Ali Topcu / ARNHEM

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.