Yine 14 Şubat yaklaşıyor ve yine kuyumcuların, parfümcülerin, çiçekçilerin birçok pahalı hediye satanların sanki 364 gün yokmuş da bir gün için varmış, diye icat ettiği aşıklar günü, sevgililer gününde bulacağız kendimizi…
Ve sonra,
Kızacaksınız yine biliyorum
Aşka inanmadığımı, aşkın olmadığını yazdım çizdim.
Aşk yoktur! dedim.
Eğer hayır var diyorsanız, sevdiklerinize, etrafınıza bakın. Varsa “işte
bunlar gibi böyle olmalı”’ diyebilmelisiniz.
Ama diyemiyorsunuz; yok biliyorum.
Ve Aşk karşılıklı nasıl yaşanmalı?
…
Hastalığın benim olsun.
Canım senin olsun.
Sonra sevgim ısıtsın seni.
Yorganın olayım senin (yaz kış üstüne ört) için hiç üşümesin.
Sıkı sıkı sarılayım sana; öyle sarılayım ki, hiç gitme benden.
İzin ver seni mutlu edeyim.
İzin ver iyileştireyim seni.
İzin ver hastalıklar uğramasın sana.
Sabah olduğunda sadece bana bak böyle, olmaz mı?
Benim gözlerimde, yüreğimde, aklımda sen varsın,
Ben hep sana bakakaldım.
Ben hep sen de kaldım.
İzin ver hep sırtını ovayım.
İzin ver tek vücut olalım.
İzin ver ömrümü vereyim sana.
İzin ver benimle dünyan aydınlık olsun.
İzin ver yalnızlık sana artık uğramasın.
İzin ver hayatın artık sevgi olsun.
İzin ver güzellik olsun.
İzin ver bize.
Yaşayalım bizi.
İzin ver hep daha fazlası olsun.
Sen beni seviyor musun?
Gözlerini açtığında DÜNYAM
Kapattığında SONSUZUM oluyorsun.
Ve hala var diyorsanız
Bu bir Aşk tarifidir.
Her öğün yenilebilir,
Karşılıklı birbirinize baktığınızda ve söylediğinizde.
Sevgilerimle