Üçe kadar sayarken bile araya “iki buçuğu” sıkıştıran vicdanlı bir toplum iken, ne oldu bize? Fidanlar, ağaçlar kırılırken, ormanlar yanarken, önümüzde genç kızlar dövülürken, çocuklar istismar edilirken ve kendini mutlaka erkekler korur diye dünyaya gelen kadınları, sokak ortalarında acımasızca vahşice katledilirken izleyen bir topluma dönüştük..
Biz erkekler böylesi zulümlere neden 3-5 kişi bir araya gelip de müdahale etmez olduk.
Oysa bir grup olduğumuzda bizlerle gözgöze gelenler bakışımızdan korkar ve ürkerler. Eskiden mahalle kızına bile yan gözle bakmaya cesaret edilemezken şimdi kameralar ve telefon çekimleri önünde hunharca genç kızlar kadınlar katlediliyor. Kadınlarımızı, kızlarımızı koruyamayan erkekler topluluğuna mı döndük?
Nerede bu Türk gençliği? Ne oldu size! Değerlerimiz yok oluyor, geleneklerimiz bitiyor, biz tükeniyoruz farkına varın.
Bu ülkede tek başına gezememek, bugün de böyle giyineyim ama laf atarlar diye korku ile yaşamak, başka birine aşık olamamak, boşanmaktan korkmak, ayrılırsam eski eşim ya da ailem ne yapar tehdidiyle yaşamak zorunda kalmak…
Karnında çocuk taşıma mecburiyeti olan, buna rağmen saygı görmeyen horlanan kızlarımız ve kadınlarımız mı yaşayacak sürekli bu ıstırapları, acıları?
Buna rağmen eşeğe tecavüz etse, kadın yoktu diyen; keçiye, köpeğe tecavüz etse, cahillik yaptım diyen; çocuğa tecavüz etse, şeytana uydum diyen; tek başına yürüyen kadına, kıza tecavüz etse, o saatte orada ne işi vardı diyen erkekler ödüllendirildiği sürece her şey düzelir sanılır.
Ama ahlak düzelmez! Bitmiştir rahmetli olmuştur. Hoca ahlâk salası okuyor farkında değiliz.
Daha yeni dünyaya geldiğim yıllarda 1973’te “batsın bu dünya, bitsin bu rüya ağlatıp da gülene yazıklar olsun. Kula kulluk edenlere yazıklar olsun” diyen ve efsane değer olarak gördüğümüz sanatçımız bile bugün bir deodorant markasının reklamı için önce halk otobüsüne binip ardından da koltuk altı terleyen ve kokan gençlere bu kokuyu gençliğimizin umut şarkısı ile tavsiyeye getiriyorsa durumu, artık düşünün nereden nerelere geldik…
Bir yerlerde ahlâk yaşıyorsa lütfen adresini yazın gidelim, çayını içelim, sohbet edelim. Kaldıysa eğer içimize çekelim, özledik.
Hem de o kadar çok özledik ki…
Sevgilerimle
Aykut Torunoğulları